Cemil Meriç Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Cemil Meriç Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Cemil Meriç Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Cemil Meriç Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Değişiklik olmayan yerde, hayat yoktur. Keşke düşünceler de insanlar kadar çoğalabilse.
Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Kitap, zekayı kibarlaştırır.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
Aydın olmak için önce insan olmak lâzım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan; ‘uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aldatır.
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.
Aşk bir teslimiyettir bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır. Aşkın bütün sırrı iki kelimede varlığından soyunmak.
Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler Neşidesi veya Kur’an: Senin kitabın hangisi?
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı!
Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
Vakit geçmiyor diye şikâyet ederiz. Neyin geçmesini istiyoruz? Hayatın. Ve hepimiz ölümden korkarız.
İngiliz holigandır. Bir millet değil de bir yığın. Yığın düşünmez, maruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince aslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.
Düşünceye cazip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
Sağ ve sol: Anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
O kadar yalnızdım ki karanlıklardan İblis ‘in eli uzansa minnetle sıkardım.
Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.
Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.
Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, zekât veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur.
Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog kendi yalanlarını.
Sol ve sağ. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!
Yığın düşünmez, maruz kalır.
Kelime: Senin yıldızların kelimeler söyle raks etsinler alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. Kelime ormanda uyuyan dilber; şair uzaklardan gelen şehzade. Öyle seveceksin ki kelimeleri, sana yetecekler. Yıldızlar Tanrı’ya yetmiş mi? Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve muhterem. Gönülden gönle köprü, asırdan asra merdiven. Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime âdem.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz’ laştıranlardır.
Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız. Bizden ala akraba mı olur?
Kendini tanımak, marifetlerin marifeti.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Evladım bu ülkede sağcı solcu ilerici gerici yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olunuz. Göreceksiniz, çok kalabalık olacaksınız.
Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekasının bütünü sanıyorsun.
Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
Polemik zekaların savaşıymış. Zekalar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler; hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
Acıları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
İnsanlık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.
Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır.
İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

Diğer Güzel Sözler Yazıları