Mesnevi ve Divan-ı Kebir’den Seçme Sözler
Ey gaipleri bilen Allah’ım! Bizi nefsin hileleri, kötü düşünceleri, kayaları altında ezme. Ey aslanlar yaratan Allah’ım! Eğer, biz bir köpeklik etti isek, nefs-i emmâre aslanını pusudan çıkarıp, üstümüze saldırtma. Aslında bize manevi kuvvet veren, hoş, tatlı su gibi olan ibadetlerimizi, iyiliklerimizi, yapılması zor, ateş gibi yakıcı gösterme. Hakikatte ateş olan ve bizi felâkete sürükleyen günahlarımızı, dünya sevgisini de bize hoş, latif su gibi sevdirme (20).
Allah’ım bu bahçeyi sonsuz baharının Lütfu ile daima yeşert, yemyeşil, ter-ü taze sakla! Allah’ım, bu duaya, sen de âmin de! Zaten dua da senin duan, âmin de senin aminin (9).
Ey kıyamet gününün, adalet gününün Rabbi olan Allah’ım! Beni sağıma da dönersem sen döndür, soluma da dönersem sen döndür (15).
Ey tacı tahtı olmayan padişah! Bizim gibi biçarelere takılmış olan bu pek güçlü nefis bağını, senden başka kim çözebilir? Ey yarattıklarını çok seven, sevgi bağışlayan Allah! Bu çeşit sağlam kilidi senin Lütfundan, başka ne açabilir? İçinde kaldığımız bu gaflet karanlığını aydınlatmak için, bize nur gönder Allah’ım! (21).
Allah’ım, verdiklerine razı olmayan, sızlanıp duran, feryat eden nefsimin elinden feryat ediyorum, başkasından şikâyette bulunmuyorum. Senden, maddî çıkarım için yardım isteyen kendimden sana şikâyette bulunuyor, adalet istiyorum (23).
Ey yaptıklarına hayran olduğum, şaşırıp kaldığım Allah’ım! Sen mademki dua etmemizi emrettin, ne olur, şu emrettiğin duayı da kabul buyur (12).
Rabbim, şu taş kesilmiş kalbi sen mum gibi yumuşat, iniltisini tesirli ve acınır bir hâle getir ki, feryadına yetişenler bulunsun (18).
Hiçbir şeyim yok, Allah’ım! Sen bana lûtuflarda bulun! Çok acı çektim, beni rahatlandır, rahatımı artır! Gözyaşlarım kurursa, gözlerime Peygamberimizin yaşlar döken gözleri gibi, gözyaşı ihsan et! (13).
Ey benim Rabbim; biz kimiz ki? İmdadıma yetiş, benim talihimi sen iyiliğe çevir, kutsuzluğu Sen Kutlu yap! Allah’ım Ruhumu hayâllerden, vehimlerden, zandan kurtar! Böylece de şu zavallı dertli gönül senin güzel huyunun, merhametinin sayesinde kanatlansın, uçsun; şu balçıktan kurtulsun! (11)
Ey akıllar veren Allah’ım! İmdada yetiş, her şeyi ancak sen dilersin, sen yaparsın, hiç kimse bir şey dileyemez ve yapamaz. Evvel de sensin, ahirde sensin. Allah’ım bize emirler verdin, tekliflerde bulundun. Kullukta bulunmamızı diledin. Lütfet de secdeye rağbetimizi artır. Bize ibadet zevki ver! (14).
Ey benim hâlıkım, yaratıcım, sen beni belanın şerrinden muhafaza et, fakat onun yüzünden gelecek Lütuftan, ihsandan da beni mahrum etme. Rabbim gördüğüm, uğradığım belalara karşı, lütfet de şükredeyim. Geçip gidince de neden şükretmedim diye hasret çekmeyeyim (4).
Lütufları ve ihsanları ile bizleri murada erdiren Allah’ım! Sen dururken, başkasını yâd etmek, ondan yardım istemek doğru olmaz. İlahi, ezelde bize bağışladığın bir damlacık bilgiyi, kendi deryalarına ulaştır. Sen, bu bilgiyi, nefsani isteklerden, topraktan yaratılmış olan şu tenin süflî arzularından kurtar. Allah’ım, bu topraklar, o bilgi damlasını örtmeden, şu rüzgârlar kurutmadan onu koru (19).
Allah’ım! Cennet karşılığında, müminlerin canlarını, mallarını satın aldığın gibi, kereminle, bizim su küpümüzü, testimizi de kabul buyur. Şu beş duygudan meydana gelen, şu beş musluklu beden testisini; içindeki suyu, her çeşit kirlilikten, pislikten sen koru, sen temiz tut… (22).
Ben öyle bir aşk susuzuyum ki, deniz, benim için bir yudum sudur; dağ ise küçük bir lokma! Allah’ım! Ben, ne biçim aç bir timsahım; ben ne ile doyacağım? Bana bir çare bul, yol göster! (16).
Allah’ım! sen, canları, Yasin soyunun gittiği yoldan canlara ulaştır. Nasıl ki, dua etmek bizden, kabul etmek senden ise, dualarımızı Yasin soyundan gelenlerin dualarına kat! Allah’ım! Nasıl ki, bizim işimiz az bir ihsanda bulunmak, senin şanında azı çok görüp beğenmekse, Lütfet de bize o çeşit yardımda bulun! Yani, azımızı çok olarak kabul buyur! Allah’ım, bizi nefsanî arzulardan, bedenimize ait isteklerden, şehvet ve hiddetten kurtar, akıl ve vicdan âlemine ulaştır! Bizi asıl vatanımız olmayan şu dünyadan al, ötelere, yücelere götür! (8).
Biz Hak yoluna düşmüş sûfileriz. Biz padişahlar padişahının nimetlerini yiyenlerdeniz. Ya Rabbi! Bu kâseyi, bu sofrayı ebedî kıl, kıyamete kadar yaşat! (24).
Allah’ım bizi hareket ettiren güç de bizim var oluşumuz da senin Lütfun, ihsanınındır. Varlığımızın hepsi de sendendir. Senin eserindir, senin icadındır. Yok olan bizlere, varlık lezzetini sen tattırdın, sonra tuttun, var gibi görünen bizleri kendine âşık ettin. Bizlere verdiğin manevi varlık lezzetini, lütfettiğin nimeti geri alma. Allah’ım, sen bize bakma. Bizim yaptıklarımızı görme, sen, kendi Lütfuna, kendi cömertliğine bak… (3)
Ey ortağı, benzeri bulunmayan, pak, kutsal Rabbimiz! Bize yardım et ve günahlarımızı bağışla. Bize ince, derin manalı, tesirli güzel sözler ilham et de onlarla dua ederek senin merhametini kazanalım. Ya Rabbi! Duayı ettiren, bizi sana yalvartan da sensin, duayı kabul eden de sen. Ümit de eminlik de korku da mehâbet de senden gelmektedir. Ey söz sultanı! Biz yanlış söyledi isek, sen düzelt. Her şeyin düzelticisi sensin. Allah’ım sen de öyle bir kudret, öyle bir güç var ki, onunla dilediğini, dilediğin şeye çevirirsin (1).
Allah’ım, bana acımayana, bana kötülük yapana sen acı, sıfatların hakkı için, merhametlilerin en merhametlisi olduğun için, beni nasıl öldüreceklerini çok iyi bilenlere, sen merhamet et! Allah’ım, beni kendimden al, kendimden geçir! Çünkü o hâlde, benim için âzadlık var kurtuluş var (7).
Rabbimiz sana kavuşacağımız, seninle buluşacağımız gün bizi nurlandırdıkça nurlandır Rabbimiz günahlarımızı affet, bize mağfiret elbisesi giydir! Rabbimiz bizim insanlarla aramızda olan dargınlıklar, kırgınlıklar, ancak bedenimizin yüzündendir. Rabbimiz şu beden duvarının ötesindeki dostluk bahçesi, aşk bahçesi ne de güzel bir bahçedir ne de hoş bir bahçedir. Rabbimiz şu duvarı kaldır da aradaki engel, aradaki düşmanlıklar yok olsun! Rabbimiz gerçekten de günahlarımız yüzünden senden utanıyoruz, özür dilemedeyiz (6).
Allah’ım adam olmayanların canları bile lütfunla adam oldu; canlara ulaşan ve onları can yapan ancak Sen’in Lütuf ve Kerem elindir! Ben aşağılık, günahkâr bir kulunum; benim başarabileceğim temizlik ancak bu kadardır! Ey Kerem sahibi Allah; elimin ulaşamadığı yerlerin, içimin, gönlümün temizliğini de sen lûtfet! Allah’ım ben dış yüzümü pislikten arıttım, temizledim; iç pisliklerden de bu naçiz dostunu sen yıka, sen arıt! (17).
Ey Allah’ım, bu gam ancak işlediğim günahın karşılığıdır. Allah’ım sen noksan sıfatlardan münezzehsin! Zulümden, sitemden berîsin, temizsin; hiç suçsuz bir kişiye dert verir misin? Gam verir misin? Ben ne suç işledim, katî olarak bilmiyorum ama başıma gelen derdin sebebinin bir günah olduğunu biliyorum. Allah’ım, sebebi nasıl örttü isen, lûtfet, o suçu da ört, gizle… (5)
Ey sıfatları açıkta olan, görünen, zatı can gibi gizli olan Allah’ım! Senin zatına yemin ederim ki, benim bütün dileğim, arzum, bütün isteğim, ancak sensin, ben seni seviyorum, seni istiyorum, başkasını değil! Allah’ım bana acımaktan vazgeçme… (25).
Ey sırları bilen Allah’ım! Bu varlıkların birbirlerini çekmelerinden, cezbetmelerinden lütfun ile bize aman ver; bizi bunların cazibesine kapılmaktan kurtar da kendine doğru çek! Sen, birbirlerini cezbeden, çekip duran varlıklardan çok üstünsün! Bu âciz ve günahkâr kullarını sen çek al; bu sana yaraşır! Onları bu dünya cazibesinden halas et! (10)
Ey güçlükleri kolaylaştıran Allah’ım! Sen bize dünyada da ahirette de iyilik ver, güzellik ver! Allah`ım bizim yolumuzu gül bahçesi gibi güzelleştir, varacağımız yerde sen bulun, konak yerimiz sen ol, yürüdüğümüz yol bizi sana götürsün, sadece cennete değil (2).