Duygulu Sözler

Sendeyim.com olarak 2024 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Duygulu Sözler derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Duygulu Sözler ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Duygulu Sözler 2024 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Ne halim varsa görmek istiyorum. Çünkü her halim de, sen varsın! Bu nasıl ceza, silmeye çalıştıkça kazınıyorsun aklıma!
Yağmur olsan binlerce damla arasında bulur tutardım seni, çünkü korkarım, toprak aldığını vermiyor geri. Cemal Süreyya
Kapıya gelen çocuklara şeker verir gibi kalbimi vermiştim sana; bu bayram da gelmedin adres çoktu galiba?
Dört yanı hüzünle çevri yara parçasına ‘aşk’ denilirmiş. Yüreğimin coğrafyasına düşünce anladım.
Bir hoşça kala sığdırdı bizi! Yere göğe sığdıramadıklarımız.
Hani bir damla gözyaşıma kıyamazdın ya, bu şehir sular altında, sen neredesin.
Kalbime saray inşa etmeye çalışman çok güzel bir davranış. Ama keşke temeli atıp, derince kazdıktan sonra bırakıp gitmeseydin.
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, 40 yılın hatırına sen kalayım.
Ey Özlenen! Zamanlı zamansız akşamlarda, yitik coğrafyalardan sürgünlerini göçe vurmuş yolcular çalıyorlar kapımı.
Benim bir şeye ihtiyacım yoktu Her şeyim sendin. Oysaki ben sana yüzümü çevirdiğimde herkese sırtımı dönmüştüm.
Kabul ediyorum! En büyük hatam, yüzüme gülen herkesi kendim gibi sanmamdı.
Bir ömür boyu seninleyim desende istemem artık, çünkü sen rüzgârın coşturduğu bir toz bulutusun. Bugün bana esersin yarın eller.
Al sana gökkuşağı, saçına takarsın. Al sana bulut, gözyaşını atarsın. Al sana kalbim, sorun değil sıkılırsan kurşun sıkarsın.
Dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini kalbinle de söyle. Dikiş tutmuyorsa şayet, söylenmeyi bırak sus.
Aşk oda sıcaklığına göre maddenin üç halini de alabilir. Bağırıp küfrederken katıdır, öpüp kokladığınızda sıvıya dönüşürken, kapıyı çarpıp çıktığınızda ise buharlaşır.
Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi közler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın, masal anlatmaktır bütün işi.
Seni sevdiğimi ihbar etmişler ayrılığa. Geçen gün yokluğun gelip teslim aldı beni.
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgârın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle.
Neyim olursan ol da hayal kırıklığım olma. Orası çok kalabalık… Tanıyamam seni.
Bir gece yarısı uyanıp “oh be rüyaymış” diyebilseydim keşke gidişine.
Ben kimsenin kollarında ölmek istemiyorum, annemin ayaklarının altına gömün beni, o yeter.
Ben sensizdim! Akşamın yaklaştığı saatlerde… Kahrolursun görme ağladığımı. Başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.
Bugün günlerden ne? Yoksa sensizlik ertesi mi?
Hata bende sevgili aşk diye kapısını çaldığım kalbinin, genel ev çıkacağını nerden bilebilirdim.
Duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım. Kurtuluşun olacaksa hiç düşünme, ayakkabının topuğuyla kır beni.
Bazen ne onunla yapabilirsiniz, ne de onsuz. Ne “terk edebilirsiniz”, ne de yeniden sevebilirsiniz. Sürünüp gidersiniz.
İşte böyle canım benim galiba kayıp, cennet için cehennemde şafak sayıp, geçiyor günlerim ertesine ertelendik, ruhumdan yüzüme donuk bir mimik.
En soğuk mevsim kış’mış. En soğuk mevsim kış’sa, ‘o’ giderken ben niye donarak ölüyordum, yaz’ın ortasında.
Beni yüreklendirecek bir söz söyle; şehrin tutsaklarını salayım kalbimden, beni yüreklendirecek bir söz söyle; kurşunu beynime sıkayım öylesine.
Susarım ben! Kelimelerim, sevdiklerimin yüreğinde cümle olmuyorsa eğer.
Kimse anlamadı. Bu aşkta yüzde elliye varan indirimli acılar vardı. Peşin gözyaşı ödediğinde, yalnızlığı on iki aya bile bölüyorlardı.
Sesimi duymamak için direnen kulaklar bari gönlümü dinlesin. Ben susmalıyım ki tüm zor cümleler gönlümü dinleyenlere kalsın. Dilimle konuşmak canımı çok acıttı.
Profesörler bırakın uzun yaşamanın sırlarını. O’nsuz yaşamanın sırlarını bulun.
Fark yok ikimizde beyazları giyindik. Sen dünya evine, onun altına. Ben ahiret alemine iki karış toprak altına girdim.
Ben senin gibi “treni kaçıran yolcu” edasında değil, “ölen yakınımı uğurlar” gibi yaşarım ayrılıkları.
Sadakat mıydı zamana yenilen. Yoksa zaman mıydı ihanete buyur gel diyen.
Ne ölmek nefessiz kalmaktır ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktır. Oğuz Atay
Hasretini söküp atmaya kalksam kendimden; yorgun ellerimle ne kadar uzağa fırlatabilirim ki?
Bugün kalpler parçalı umutlu, yer yer görülen ihanet bulutları, göz yağışları şeklinde sel olup akacak. Sıkı sevin üşütmeyin.
Benim sana sadece kanım kaynıyor Yüreğim mi? O seni sevdi seveli anası ağlıyor.
Ben ne kadar zilzurna sarhoş olsam da yaşadıklarımdan çıkarken hesabı ödeyecek kadar ayığım.
Mademki yokluğumla daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun.
Kimi insan otların, kimi insan balıkların çeşidini bilir. Ben ayrılıkların. Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını. Ben hasretlerin.
Ne kadar zordur aslında sevip de seviyorum diyememek. Görüp, görmemezlikten gelmek, yaşadığını bilip de benim için öldü demek.
Sizin bu ayrılık dediğiniz şeyin Türkçe meali neydi? Hayır, siz ağlıyorsunuz da, ben neden ölüyorum!
Ölmek dert değil de, cenazeme gelmişsin kalkıp da alnından öpemiyorum ya işte o koyuyor adama.
Korkma bana âşık olmaktan ya da bir gün çekip gitmekten. Çünkü kalbimdeki hiç bir cesedi sahipsiz bırakmadım ben!
Ben kalem ucunda o kadar insan öldürdüm ki; hepsinin cesedi mısralarımda ölümsüzleşti.
Sen beni sevmedin ya, ben de gidip herkesi sevdim ve herkese böldüm kendimi. Herkese az az düştüm ve kimseye yetmedim.
Bilirsin günahları yazan melek soldadır. Hatta bundandır kalbin solda olması. Çünkü belki de aşk, yaşanılan en büyük günahtır.
Boş adamın tekisin dedi. İçimde sen yoksun ya ondandır dedim.
Öyle bir gittin ki, bakakalmak kaldı bana arkandan. Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.

Diğer Güzel Sözler Yazıları