Güldüren Mesajlar

Bu güzellik, bu zekâ, bu akıl, hele şu anlam dolu gözlerin büyüsü, Allah bütün güzellikleri bir yerde toplamış. Neyse kendimden çok bahsettim eee senden naber…

Bazen evi arabayı satıp şöyle bir deniz kenarına yerleşeyim diyorum, tabi bunun için önce ev ve araba almam gerek.

Sınavdan çıktığımda: 85 arkadaşlarla konuştuğumuzda: 65 kontrol ettiğimde: 45 hoca söylediğinde: 25 arabada: 5 evde: 15…

Şu anda her 100 kişiden 35i uyuyor, 10u yemek yiyor, 25i çaIışıyor,10u araba sürüyor, 4ü ders çalışıyor, 1 tane salak da elinde telefon mesaj okuyor…

Sana bir şey söyleyeyim mi? Bir daha beni rahatsız etme. Benim pisliklerle işim olmaz. Allah kahretsin seni. Hayatımı mahvettin alçak sigara.

Elin oğlu uzayda yaşamı araştırıyor bizimkiler sigaranın külünü hiç dökmeden sonuna kadar içebilmenin peşinde.

Eski zamanlarda trip yapan kız da hiç çekilmezmiş ha. Sen günlerce mektup bekle, cevap “peki.” Olsun. İnsan katil olur valla.

“Mal” beyanında bulunmak istiyorum. Kolundan tuttuğum gibi vergi dairesine götürmek istediğim “insanlar” var!

Hani dilimizin ucuna gelip de söyleyemediklerimiz var ya; Allah o cümlelerin yolunu açık etsin!

Bazen pencereyi açıp uzaklara bakıp hayallere dalmak istiyorum, sonra karşı evdeki teyzeyi don asarken görüyorum tüm hevesim kaçıyor…

Facede o kadar çok özlü söz okudum ki, babam “üşüdüm” dese, kalın giyin demem, “üşümek güzeldir eğer seni ısıtacak biri varsa” derim.

—Marmara Üniversitesi -İstanbul Üniversitesi -Boğaziçi Üniversitesi benim sayemde 3 üniversite okudunuz hayırlı uğurlu olsun…

“Max yiyen adam mı daha fakir magnum alınca düşmesin diye şekilden şekle giren adam mı?”

Tanrıdan bir çiçek istedim, o bana bir bahçe verdi. Tanrıdan bir ağaç istedim, o bana bir orman verdi. Tanrıdan bir salak istedim senin numaranı verdi.

Anne ben niye kimseyi sevemiyorum, bu şanssızlık genetik mi? Dedim, “o senin bireysel mallığın bizi karıştırma” dedi, hemen sustum.

Kadın kamyon şoförü duvar yazısı: “Torpidomda aseton yoksa da güzelim, ben ojemi mazotla da silerim”

Küpe takan kızları hiç sevmiyorum… O ne öyle erkek gibi…

Evde kalmış kızlar; müjde! Adınızı, soyadınızı, yaşınızı, boyunuzu, kilonuzu aralarda boşluk bırakarak yazın, 3535'e gönderin. Turşunuzu biz kuralım…

Millet ruh ikizini buluyor, ben 15 dakikadır çorabımın diğer tekini bulamadım. Nerde yanlış yapıyorum acaba.

Bu mesaj özel bir frekansla gönderilmiştir. Zekilerde hafıza kaybı, aptallarda kısa süreli körlük gaylerde bir anlık gülümseme yapar.

Yerlere çöp atmayın yazısını okuduktan sonra çöplerini havaya atmaya başlayan arkadaşı kutluyorum.

Yabancılarda isim kısaltması;- Jessica- Jess Türklerde isim kısaltması;- Ali- Aliş

Şimdiki Aşklar SMS paketleri gibi, haftalık veya aylık. Haa bir de her yöne olanlar var…

Amerikalı çocuk babasına ‘hi Jack’diyor. Ben ‘Selam Hasan’ desem beni çaydanlıkla döver.

“Özledim” mesajı bekleyen onca insan var ki. Rastgele bir numaraya ‘özledim’ diye mesaj atsan, yetim doyurmuş kadar olursun yani…

Derste “hep aynı parmakları görüyorum” diyen hocama; değişik olsun diye, orta parmağımı kaldırdım. Dersten attı, mağdurum!

Kasımda aşk başka değildir. Kasımda aşk yoktur. Okul vardır, sınavlar vardır, stres vardır, soğuk vardır.

Kız arkadaşımı o kadar seviyorum ki eskimesin diye başkalarının kız arkadaşlarını kullanıyorum.

Ağladığımı gördüğü halde bana gelip de; ağlıyor musun? Diye soran mala; yok, ben gözümden işiyom diyesim var.

Tişörtü ters giyince kafayı çıkarmadan sadece kolları çıkartıp düzeltenlerden zarar gelmez sevin onları.

Annemin hayır dediği bir şeye babam; izin verince anneme attığım bakışın tarifi yok.

Bir kadının fotoğrafını çektiğin an ile “dur bir bakayım nasıl çıkmışım” demesi arasında geçen süreye ışık hızı denir.

Eğer bir kızın profil fotoğrafları belden yukarı ise kısa boylu, omuzdan yukarı ise şişman, sadece gözleri görünüyorsa kaçın!

Şu arabesk rap yapanlar sevdiklerine kavuşsalar da bizde huzura kavuşsak.

Annemin anlattığına göre ”el alem” diye bir insan topluluğu var her konuda bizden öndeler la.

-Dur gitme-Ne oldu? -Hiiçç sadece duracak mısın diye merak ettim şimdi git.

Mesela “İyi günler” dediğim birisi akşam olunca yanıma gelip, “Allah razı olsun senden, günüm güzel geçti” dese. Beni sevindirse.

Geçen markete girdim; bana bir çakmak lazım dedim. Marketçi arkaya geç, geliyorum. Dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Hala şoktayım.

Babamın karşı komşusu hakkındaki yorumu: “bu adam da çok kılıbık. Ben ne zaman balkonu yıkasam, o da çamaşır asıyor!

+ Kanka İngilizce 1 ne demek?- one + sen nerden bileceksin ki Allah’ın cahili – yani van +yok Hakkâri geri zekâlı…

Aslında ben seni olduğun gibi kabul ederim de sen ‘olmamışsın’ sorun orda.

Hap yazma yutamam, şuruptan midem bulanır, iğneden de korkarım. Diyen ergene “muska mı yazayım?” Diyen doktora saygılar.

Keşke her sabah alarm çaldığında polisler kapıyı kırıp, “yat yat yat” diye bağırsa da geri yatsak…

Ölmeden önce arka sokakların finalini görebilecek miyim onu merak ediyorum.

Erkek ulaşamadığı kadına “telefonu duymadı galiba” der, kadın ulaşamadığı erkeğe, “aradığımı görüyor da açmıyor” pislik der.

Şeytanlı filmlerden anladığım kadarıyla, eve şeytan girmesi için evin dubleks olması gerekiyor. İçim rahat, çayımı yudumluyorum.

Annemin damatları için yorumu: “bütün öküzler de bizi buluyor” nasıl ot yetiştirdiysem artık!

Biri “Sinemaya fazla biletim var, gelir misin?” dese,” Geri zekâlı mısın, niye fazla bilet alıyorsun ki?” diye sorarım. Bu yüzden yalnızım.

Fön çektirdikten hemen sonra yağmura yakalanan kadın kadar tehlikeli çok az şey var bu dünyada. Yanaşmayın derim.

Aşkım retrikasız foton var mı? + AI aşkım. — Cabbar abi sen misin?

Yolda sigara içen amcaya içme amca içme sağlığa zararlı dedim bana mı zararlı, sağlığa zararlı dedi bir sigara da ben yaktım lan.

Selam bu mesajı ben yani cep telefonun yazdı, beni çok seviyorsun biliyorum çünkü hiç yanından ayırmıyorsun, lütfen tuşlarıma yavaş bas ve kapağımla zırt pırt oynayıp durma…

Rahmetliyi nasıl bilirdiniz? – Rihanna gibiydi + Açılın cenazeyi ben yıkarım.

Eskiden müşteri hizmetlerinden sadece mesaj gelirdi, şimdi de aramaya başladılar. Yakında içip içip kapımıza dayanırlarsa hiç şaşırmam…

Arabayla yolda giderken eski sevgilimi gördüm yine yol verdim. Mutluyum.

Flört ettiğim kız “ilişkimizin adını koyalım mı artık!” Deyince “Ethem olsun bari” dedim; “dedemin adı”. Kızıp gitti. Bence güzeldi oysa.

Hayatta iki şeye dikkat edin. Bir, yolda yürürken kavşaklara. Bir de yüzünüze gülen yavşaklara.

Kopya düzenine göre oturan öğrencilerin; yerlerinin değiştirilmesi sonrası bakışması, en hüzünlü ayrılık sahnesinde bile yok.

Otobüste ayağa kalktığımda yanımdakinin “inecek misiniz?” Sorusuna “yoo donumu düzeltcem” deyip tekrar oturmak istiyorum.

Balık olmak ne güzel, düşünsene. — Ayrıldık kanka + Unutursun – Neyi + Ne neyi – Sen kimsin?

Anneme bugün işe gitmeyeceğim dedim, ütü yaptık, bulaşık yıkadık şimdide dest-i izdivaç izleyip fasulye kırıyoruz, not: pişmanım!

Sevgilisine taksitle hediye alıp taksiti bitmeden ayrılan adamın dramını film yapsam milyonları ağlatırım gibime geliyor.

Aşkım biz neyiz simdi? + Aşkım dediğine göre bacanak olmalıyız.

Bugün saçını ütüleyen kız yarın çamaşır makinasında yıkanır.

—Aşkım annem annen olsun mu? +Mal o zaman kardeş oluruz…

Türkiye’nin genetik bilimi; babayı kızdıran çocuk “anne”ye, anneyi kızdıran çocuk “baba”ya çekmiştir.

Babam bana sinirlenip ‘cezalısın odana çık’ dedi. Bizim ev tek katlı, üzülmesin diye çatıya çıktım, kiremitten yazıyorum.

+Adın ne ?-Saniye +Hmm -Dalga geçmeyecek misin?+Dur bir saniye…

Merdivenlerden düştüğümü gören ve buna rağmen “düştün mü?” Diye soran mal. Yok, düşmedim. Benim iniş tarzım böyle.

Edebiyat yapma! Felsefe yapma! Caz yapma! Artistik yapma! Bu ülkede kültür ve sanatın bu kadar geliştiğine şükretmek lazım—Kızım! Ben sana demedim mi odanı topla diye ?+Demedin -Demem mi lazım?

Niye öyle aptal aptal bakıyorsun? Benim ben, cep telefonun. Çantanda durmak boğucu ve karanlıktı. Beni çıkardığın için teşekkür ederim!

Gidişine illa bir isim konulacaksa. Mal kaybı diyelim.

+Adın ne? -Mine +Hmm -Dalga geçmeyecek misin? +Aaa, deli mi ne?

Çakmak doğada 300 yılda, arkadaşlarımın yanında 10 dakikada kayboluyor.

Fareye deney yapmışlar; viski, votka vermişler hepsinde oynamış zıplamış. Rakı vermişler elini masaya vurmuş “o kedi buraya gelecek” demiş.

Tv’de heyecanlı bir şey olduğu zaman “nefesler tutuldu” deniyor. Kim bu nefesini tutan beyinsiz anlamıyorum.

Ne kadar çok param olursa olsun sinyal sesinden sonra mesaj bırakmaya cesaret edemiyorum.

Hakikaten telefondan böyle bir msj gelse ne yapardık acaba? Şahsen benim telim bu kadar iyimser ve nazik olmazdı.