Elif Şafak Aşk Sözleri

Sendeyim.com olarak 2024 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Elif Şafak Aşk Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Elif Şafak Aşk Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Elif Şafak Aşk Sözleri 2024 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği bırak kendini, ko gitsin! Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Ne kadar silersen sil ya yırtılır dertlerin ya da izi kalır cümlelerin.
Halbuki yola çıktıkları andan itibaren iki adam yakınlaşmış dertleşmiş dost olmuştu. İnsan bir başka insanı yolculuklarda tanıyordu demek. Aynı yolun yolcusu olduğunda.
Üzgünüm baba seni aldattım. Bir başka adama âşık oldum. Senin dokunmaya kıyamadığın gülüşümü onun uğrunda soldurdum.
Pek güzeldin pek latiftin. Börek olsan seni yerdim. Az soğanlı bol etliydin. Lafa daldım dibin tuttu. Gönül bu, hemen unuttu.
Elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla söndürürüm ki geriye aşk bâki kalsın.
Aşk sonradan gelmez hiçbir zaman. Varsa vardır, o kadar.
Kimi insan böyledir. Kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve onlarda gördüğünü sanır. İşte asıl yük budur. Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlığın altında eziliverirler.
Dua etmek ilanı Aşk etmek demekti. Yaradan’a olan sevdanı açık etmek. Aşkta korkuya yer yoktu ya da çıkarcılığa.
Nedendir açılıvermemiz birden bire hiç tanımadığımız bir insana? Nedendir dile getirmemiz daha evvel kimselere söylemediklerimizi, başkasına değil de, tek ona? Kalbimizi gümüş tepsi içinde ikram edercesine bir yabancıya göstermemize sebep nedir?
Sen yokken bir kaç defa sevdim seni, helal et.
Aşk diye bir şey yaşıyorum. Ne tek taraflı demeye dilim var, ne de karşılıklı olduğuna.
Derler ki aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten soğuyup küllendikten sonra değil tam da doludizgin devam eder.
Derler ki aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten soğuyup küllendikten sonra değil tam da doludizgin devam ederken unutulurmuş aşk.
Uzağındayken onu düşünmeden yapamadığım, içindeyken kendimi ondan uzaklaştırdığım örselenmiş bir aşk.
Akla kara ayrılsın diyedir bu ölümüne sevgi tekliflerimiz yoksa biz hangi yürek kaç para eder taaa baştan biliriz. Kantara vuruyorsak sevgilinin aşkını yalanını kendi görsün diyedir.
Biliyordu ki senin düşmanına ihanet edip sonra sana gelen adamdan asla dost olmazdı. Bugün kapına köpek olan yarın senide ısırıp başkasına yaltaklanırdı.
Her hakiki aşk hikayesi umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milat demektir. Şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir.
Seni sevdiğimi söylememekteki ısrarım bu yüzden. Her şey böyle daha duru, daha güzel. Söylesem büyü bozulur.
Kişi sevdiğini Allah’a emanet ederse, Onu bir daha görmeden ölmezmiş. Öyleyse Allah’a emanet ol.
Ya aşkı öğret bana. Ya da aşkın yokluğunda üzülmemeyi.
Başımıza beklenmedik rastlantılar ancak bunları karşılamaya hazır olduğumuz anlarda gelir.
Mutlu bir çift gördüğünüzde Allah bozmasın demeyin. Çünkü Rabbim bozmaz. İnsanlar bozmasın yeter.
Zaten aşk dediğin, ardında ne olduğuna kimsenin akıl sır erdiremediği kadife bir esrar perdesidir.
Aşkın olduğu yerde er ya da geç ayrılık vardır.
Bacağında şarapnel parçasıyla yaşayan bir asker gibiyim. Etimde yabancı bir madde, kemiğimde bir metal parçası gibi duruyor aşkın bende. Başkası duysa korkar, ‘aman’ der. ‘Nasıl olur? Böyle yaşanır mı?’ Halbuki ben alıştım. Rahatsız etmiyor beni, onu anladım. Şarapnel ve ben, gül gibi geçiniyoruz, yan yana ama karışmadan birbirimize.
Kapalı sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben. Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten. Beni keşfetmeye çalışmanı da keşfettiğini sanmanı da istemem. Tanımak zorunda değiliz birbirimizi daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi.
Modern aşk istemem, üzüntüden başka ne ki? İlkel aşk isterim, aşkın en ilk’el halini.
Bir kitaba burnunu gömerek herkesi ve her şeyi unutmanın, unutabilmenin verdiği hazzı hiçbir şeyden alamayacaktı. Aşk gibiydi okumak da.
Baktım çözülecek gibi değildi bir düğüm de ben attım.
Artık sana yazamam ama seni yazarım söz.
Kim gerçek yabancı; bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi yoksa kendi ülkesinde bir yabancı hayatı sürüp ait olacak başka bir yeri de olmayan mı?
Zira aşk iktidarı sever. Bu sebeptendir ki başkalarına ölümüne âşık olabiliriz ama bize ölümüne âşık olanları içten içe küçümser, öteleriz.
Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin. En çok yüzümüzün unutulmasından endişe ettiğimiz halde.
Bu bina bu alemde yükseldi kat kat şahitlik etsin diye Tanrı’nın zahmetine ve ademoğlunun aşk-u muhabbetine.
Aşkı aramadan evvel düşün bir ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen ha bire öfkeli aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.
Aşk gibiydi okumak da. Neden nasıl müptelası olduğunu, bilen zaten gayet iyi bilirdi bilmeyene de anlatamazdın bir türlü.
Uzakları yakın olmazları olur eden bir efsun aşk. İnsana tükürdüğünü afiyetle yalatan ettiği tüm büyük lafları bir bir hatırlatan bileğinden kavradı mı sarsan, sarstı mı bırakmayan bir yudumcuk efsun. Aşk bir kimyasal bileşim. Formülünde esrar var.
Aşıklar kibirli olur demiş şair. Sevdiklerini fethedilmiş bir kale gibi görmeye kalkarlar. Bense hayat boyu susmaya razıyım, o kibri gözlerinde görmektense.
Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir.
Bir insanı sevmek onun zihninde bir türlü huzura erememiş tüm hikâyeleri raflarından çıkartıp tek tek temize çekmek demektir.
O güne dek bilmezdi birine bütün kalbinle muhabbet besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabileceğini.
Bizler hal ehliyiz. Kalp ehliyiz. Aşk ehliyiz. Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız şeriat üste sabit bir ayağımızla yetmiş iki milleti devrederiz.
Okuyarak da gezmek mümkün, her kitabı başlı başına bir serüven addederek. Bir başka yüzyıla bir başka mekâna bir başka hayata uzanan bir yolculuk. Aynanın bir de öbür tarafı var çünkü dünyayı da okumak mümkün her insanı her hayatı bir kitap belleyerek Okumak ve seyahat etmek aslına o kadar iç içe ki…
Bir dil öğrendiğinde koskoca bir kalenin anahtarını teslim alırsın. Kale kapısından başka kimler girmiş seni ne ilgilendirir? Sen kendi keşfine bak.
Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.
Bir yere varmasa da olurdu. İster göz açıp kapayana kadar geçsindi zamanı ister kuşun gölgesi gibi elle tutulmaz olsundu. Aşktı aradığı.
Seveceksen öylece sev. Ne kusursuz insan ara, ne de insan da kusur.
Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, hala sevebiliyor olmama âşık olurdun.
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hak’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir!
Evrendeki her cisim ne kadar al bensiz ya da ehemmiyetsiz görünürse görünsün bir başka şeye yanıt olsun diye yaratılmıştı. Derdin olduğu yerde deva da vardı üstelik şaşırtıcı yakınlıkta. Mesele görebilmekti.
Yirmi Altıncı Kural: Kâinat yekvücut tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek. Uzaktan sevmek en güzelidir bazen.
Kahve aşk gibidir, her ne kadar sabır ve özen gösterirsen tadı o kadar güzel olur.
Aşk gerekli değildi. Hatta yokluğu daha iyiydi. Aşk sadece ıstırap getirirdi. Sevgi yeterliydi.
Âşık olmayana aşk kuru bir kelimeden ibaret. Yarı palavra, yarı safsata. Aşık olmayan bunu anlayamaz olansa anlatamaz. Öyleyse nasıl anlatılabilir aşk, kelimelerin hükmünü yitirdiği yerde?
Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde…
Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim dediğinde bunu kendim yapacağım demek istediğini anlamamışım. Elif Şafak
Sevgililerimizi elimizden kaçırmaktan ölesiye korktuğumuz için onlardan gelecek değişime inatla direniriz, oysa belki de aşkla beraber gelen değişim tek kurtarıcımız olacak hayatta…

Diğer Güzel Sözler Yazıları