Çarpıcı Sözler

Sen likör gibi tatlı, tekila gibi çarpıcı, viski gibi asil, konyak gibi sıcak, şampanya gibi özel, şarap gibi tutkulu, malibu gibi egzotik, kokteyl gibi muhteşemsin.

Ne senden vazgeçerim, ne düşlerimden, nede gözlerimi kaparım hayalinle yaşarken, inan hayatı seni bana verdiği için, seni ise hayatıma anlam verdiğin için seviyorum!

Seni ne kadar sevdiğimi bir bilsen sende uzayı gören insanlardan biri olurdun.

Hiç beklemediğin şeyleri, hiç beklemediğin insanlar yapar.

Kalbimde 3 çiçek yetiştirdim. Sevmek, sevilmek ve beklemek… Sen bunlardan ikisini kopardın. Bana sadece biri kaldı beklemek, beklemek, beklemek.

Elimde denizde bulduğum bir midye var denizden o kadar uzak ki tıpkı seninle benim gibi. Ama arada tek fark var o denize sen bana aitsin.

Yastığımla uykumu baş başa bıraktım, sırf seninle yalnız kalabilmek için! Bu da yetmedi kendimi de bir kenara bıraktım şimdi burada yalnız sen varsın!

Gece olup güzel gözlerin yenik düştüğünde uykusuzluğa seni gökyüzünden alıp düşlerime emanet ediyorum. Gözlerimden uzaksın belki ama daime yüreğimdesin unutma.

Kadın ne kadar severse sevsin, yokluğuna alıştığı erkeği bir daha istemez.

Ben söylediklerimden sorumluyum anladıklarınızdan değil.

Aşk bir göldür, üstünde kazlar yüzer.

Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte. Özdemir Asaf

Sen seni özleyenin özleminden habersiz özlemle özlenmektesin.

Bütün bunları öğrendim ve artık geri dönüşü yok. Cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu.

Aşkımız şekerden, sevgimiz tuzdan, evimiz ateşten. Bir gün ne oldu biliyor musun? Yağmur yağdı.

Biz gevşeklere değer vermedik, değer verdiğimiz insanlar gevşedi.

Gitmek mümkün olsa gitsem uzaklara, sevmesem seni yaksam yüreğimi, savursam küllerimi dağlara denizlere, yeşerirdi küllerim sana olan sevgimle.

Yalanlarla bir yere gidebilirsin, fakat asla geri dönemezsin.

Ve biliyorum ki; sen de bir gün bana dua edeceksin. Ve o gün adım şehrin bütün minarelerinde söylenecek.

Sen var ya sen, özlemlerin içinde en çok özlenensin!

Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, umutsuzluğu değil. Nazım Hikmet Ran

Sevmek suçsa suç işledim, ölmek buysa ölümü seçtim.

Cama vuran her damlada bir tek sen varsın ne istiyorum biliyor musun her gün yağmur yağsın!

Damdan düşer gibi hayatıma girdin, beni deli divane ettin, suçum neydi ki, beni kendine bu kadar aşık ettin.

Birini geçekten sevmek onun mutluluğuyla mutlu olmak demektir.

İnsanlar hep birilerinin peşinden koşarlar, ama dönüp de kendi peşlerinden koşanlara hiç bakmazlar.

Sana olan aşkım sağır bir ressamın kristal bir yüzeye düşen gül yaprağının çıkardığı sesi çizdiği zaman bitecek.

Asla sevme, seversen ihanet etme; ihanet edeni de asla affetme!

Kokusuna âşık olduğun birinden nefret edemezsin.

Kız dediğin İstanbul gibi olmalı. Fethi zor, fatihi bir tane olmalı.

Ölsen bile benden kurtulamazsın. Kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın.

Eğer beni bu sokakta, bu mahallede, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.

Hissedince sana vurulduğumu baharda kuş olup uçasım gelir, bakınca o güzel gözlerine hasreti bir anda silisim gelir ama ne çare bir tanem ne çare ne kuş olup uçabilirim nede hasreti silebilirim ama inan bana bir tanem inan seni bir ömür boyu sevebilirim.

Gönlüme taht kurdun, gönlümün sultanı oldun, gece gökyüzünde parlayan yıldızım, sabah ise ruhuma doğan güneşim oldun.

Her gün sevda çekip de, gülünmüyor değil mi, Bir güzelden başkası, sevilmiyor değil mi, seni asla unutamam, sensiz olamam diyordun, hani bensiz olurdun, olunmuyor değil mi?

Galiba yoruldum. Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Kendimi her kaybettiğimde, seni de kaybediyor olmaktan yoruldum.

Çok zor, yürek yanarken nasip deyip susmak…

Bir insanın idealleri olmalı sonsuzluk gibi, bir insanın özlemi olmalı özlemle açan çiçekler gibi, bir insanın bir tanesi olmalı oda senin gibi.

Oyuncakları bırakıp yüreklerle oynayalı oyunların adı aşk kaldı! Bense çocuk.

Neden mi yalnızım? Çünkü seni yaşadıkça herkesi öldürdüm.

Diyorsun bana yarensiz yaşa. Yaşar mı bu beden ruhu olmasa.