İhanet Sözleri

Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır. Çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.

İhanetin bedeli bir damla gözyaşı mıydı, ihanetin bedeli senelerimi boşuna harcamak mıydı, lanet olsun sana yazıklar olsun sana verdiğim aşka.

En büyük kazığı dostlarından yersin, çünkü savunma sistemleri, düşmanlara karşı kurulmuştur, dostlara karşı değil!

Kimseye güvenmemeyi en çok güvendiğim insanlardan öğrendim.

Sana ihanetin adını sorduğumda bana adı yoktur demiştin. Bende sana son sözümü söylüyorum unutma ihanetin adı yoksa affı da yoktur.

Kim bilir, masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de.

Uzaklardasın şimdi, seviyorsun başka birini, bana aşkım dediğin gibi tüketiyorsun sevdiğine aşk sözlerini, ben ağlıyorum sensizim ve ihanetini çekiyorum sevgisizim.

Sevgilim beni bu aşkta satma! Şayet satacaksan pahalıya sat ki; Bir daha ucuz insanlarda ucuz sevdalar yaşamayayım.

Kimse adaleti öğretmesin bize ihanet edene merhamet edilmez bizde.

Adını kalbime aşkla kazımıştım boş ver aldırma belki bir gün silerim. Güzel bir rüyayı gerçek sanmıştım. Seni sevdiğim için özür dilerim.

Tarihten de eski bir müzayede salonu sanki yüreğim: Paha biçilemiyor sana aldanışlarıma.

Etme sırtını duvardan başkasına emanet; en kralının bile içinde vardır bir nebze ihanet!

Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata; Varsın yara içinde kalsın dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa!

Yarınlarımı sana yazmışken, sen yarınlarımı bitirdin, hayatımı sana adamışken sen hayatımı bitirdin, garip kalbimi sana feda etmişken sen kalbimi parçaladın yazıklar olsun sana!

El tarafından evlat edinilmiş sahipsiz bir birlikteliğin sonucuydu ihanetin.

Bilemezsin kim dost, kim düşman. Bazen tuttuğun eldir seni arkandan vuran.

Çakalın özgürlüğü aslan ayağa kalkana kadardır.

Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur. Ben zamanında ona güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum vardır.

Sen sevdana baş aktör değil provasız aşklarına figüran arıyorsun.

İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar.

Sana bir kez ihanet edeni affedersen seni yine kullanır; çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.

Dünyanın bu kadar küçük olduğunu ispatlarken ilk olarak seni dünyalar kadar seviyorum dediler, sonra da arkalarına bakmadan çekip gittiler.

Gün gelir o ‘Yanındayım her zaman’ diyenler bile arkandan el sallarlar.

Şimdi o yüreğindeki aşkı yavaşça yere bırak ve uzaklaş. Namlusunda ihanet oldukça aşk sana yakışmıyor.

Hep kalanlara gidenleri kattım. Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler.

Bitirdin beni bitirdin umutlarımı, bitirdin sevgimi, bitirdin içimdeki yaşama sevgisini ve bitirdin sana olan saflığımı sen bende bittin ama ben sende bitmeyeceğim ihanetini ödeyeceksin.

Aşkı değil nefreti sevdim seninle. Sadece gülmeyi değil ağlamayı da öğrettin ihanetinle!

Bak dostum, körden değil nankörden, yüzsüzden değil ikiyüzlüden, tipi bozuktan değil sütü bozuktan korkacaksın.

Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.

Bir güzel şenlik yeriydik seninle biz, yalanlar söyledin aşkımıza ve dağıldık Gecenin bitişi gibi…

Unutma! Omuzlarında taşıdığın iki kameraman hayatını filme almakta ve sakın unutma bugün yaptıkların yarın dev ekranda.

Aşkı senden başkasıyla tatmadım. Sen ellerin koynunda yatarken; ben hayalini bile aldatmadım!

İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz.

İhanetin büyüğü küçüğü olmaz. Hz. Ali

Kim bilir benden sonra kaç kişiye ‘Ömrüm’ deyip beni her solukta öldürecek.

İnsana en çok ne koyar bilir misin? Sen ona tüm hayatını hediye etmişken, onun kendisini başkasına hediye etmesi!

Ben cümlelerimle yokluğuna hayat vermeye çalışıyorken, sen varlığınla bir başkasının cümlelerinde hayat buluyormuşsun meğer!

Yaşamak istedim seninle bir ömür boyu, severek ölmek istedim yanında huzur dolu, ihanetinle ölmek istemedim gerçek oldu.

Yalnızım diye üzülmüyorum. Çünkü biliyorum. Yalnız insanın ihanet edeni de olmaz.

Bir ömür boyu seninleyim desende istemem artık. Çünkü sen rüzgârın coşturduğu bir toz bulutusun bugün bana esersin yarın ellere.

Gülmesini bilmeyen bir insan yalnız ihanet etmekle kalmaz, kendi hayatı bile ihanettir.

Yalnızca kendine ve sana ihanet etmeyecek birine güven.

İnsanın kendisine yalan söylemesi ile başlar, insanın kendisine ihaneti.

İlişkimize bir süre ara verelim cümlesinin tercümesi, senden iyisini bulursam ne ala. Bulamazsam sana geri dönerimdir.

Seninle ilk defa tattım aşkta ihaneti. Senden öğrendim severken nefret etmeyi.

Büyük insanlar veda ederek giderler, basit ve küçük insanlar, ihanetle giderler.

Sızlıyor be doktor. Aşk denince kalbim dost denince sırtım.

Ve sen gözleri ceylan bakışlı yârim. Hiç mi utanmadın seni seven bir kalbi yalanlarına inandırırken? Hiç mi kızarmadı yüzün bu ihanetin adını aşk koyarken? Doğru sen kalp değil taş taşıyordun!

Gözlerde ihanet varsa, sözlerde sadakat aranmaz.

Karanlıkta yürürken gölgen bile seninle değil!

Sırf sana ihanettir diye, kendimi bile sevmiyorum seni sevdim seveli.

Yüzünü de hatırlamıyorum. Sen zihnimde bir siluet, hayatımda bir felaketten ibaretsin artık.

Aslında onu değil onun bizde yarattığı güven duygusunu severiz. Ve asıl içimizi acıtan, onun gidişi değil o güveninin yitişidir.

Umut besledim içimde belki seversin diye, bekledim seni belki benim olursun diye, ihanetini izledim sessizce gözyaşları içinde.

Bir kez yalanını yakaladığın birinin, bin kez doğrusunu sorgularsın.

Yarım kalan hikâyeydik demiştin. Biz daha kitap olamadık ama çok sattı ihanetin!

Bazı insanlar hep kaptan olurlar. Söz konusu dümen çevirme olunca.

Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.

Annem sürekli hiçbir şey yemiyorsun, kurudun kaldın deyip duruyor; ben ne kazıklar yiyorum kimse bilmiyor.

Zaman gelir sessizlik ihanet olur.

Her insan kendine yakışanı yaparmış. Ben elindekilerinin değerini kaybedince bilenlerden değilim! Değer verdiği için kaybedenlerdenim!

Canın yandığında koştuğun adam da canını yakınca, nereye gideceğini bilmiyor insan.

Dünyanın küçük olduğunu “Seni dünyalar kadar seviyorum” deyip gidenden öğrendim.