En Güzel Mevlana Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici En Güzel Mevlana Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni En Güzel Mevlana Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel En Güzel Mevlana Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir bunun için sevgiliye yar denilir.
Gülü gülene ver kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir kıymet bilene ver.
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.
İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme duydukları senin sesin fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.
Ey can kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz!
Üzülme! Çünkü yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar.
Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen başı kırılmaz. Toprakla suyla baş yarmak istiyorsan toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
Nice insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok!
Ay vurmuyorsa yüzüne güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay’da ne Güneş’te ara. Gözlerindeki perdeyi arala.
Aşk ebedi olan sevgiden gayrı her şeyi yakmaktır.
Sevgiden tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölüler dirilir. Sevgiden padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin bilseydin ödün kopardı dokunamazdın.
Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren mum ve petek değildir. Arı biziz. Şekil sadece bizim imal ettiğimiz mumdur.
Oruç tutmak güçtür çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından bir derde uğratmasından daha iyidir.
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
Kalp deniz dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Dost acı söyleyen değildir. Acıyı tatlı söyleyebilendir.
Kusur bulmak için bakma birine bulmak için bakarsan bulursun kusuru örtmeyi marifet edin kendine işte o zaman kusursuz olursun.
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım elinde su tasıyla iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman bilmem sen yeter ki o kapıda durmayı bil.
Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın. Yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi?
Aşkın hikayesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Irmağa deniz denize okyanus sığmaz. Âşık olmayana anlatsan da ben sen anlamaz. Hakka ulaşmak için yol desen kimse inanmaz. Gönlünde zerre-i miskal şems olmayan yanmaz yanamaz.
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi ne diye insan tohumunda böyle bir şüpheye düşüyorsun? Testi taştan korkar ama o taş çeşme oldu mu testiler her an ona gelmeye can atar.
Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor şu sapsarı yüzlere şu kupkuru dudaklara sor.
Ayıplarım seni ey gönül hal bilmeze hal sorarsın bülbül dururken kargadan gül sorarsın.
Allah ile olduktan sonra ölüm de ömür de hoştur.
Senin aşktan yana nasibin varsa dokunsan da yanacaksın dokunmasan da. İyi bil ki bazıları hasrette yanar bazıları vuslatta.
Hayat sana arka arkaya dikenlerini gösteriyorsa sakın üzülme aksine sevin. Çünkü çok yakında gülü de gösterecektir.
Aşk topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak canın çok ama çok acıyacak.
Zor diyorsun zor olacak ki imtihan olsun.
Kula bela gelmez hak yazmadıkça hak bela yazmaz kul azmadıkça.
Kapına geldim. Ve ben ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki Kim o de. Kim olmamı istiyorsan o olmaya geldim.
Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye!
Yol kesenler olmadıkça lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça sabırlılar gerçek erler yoksulları doyuranlar nasıl belirir anlaşılır?
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters!
Minareden düşenin parçası bulunur bulunur da gönülden düşenin parçası bulunmaz.
Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
İnsanı gördüklerinden ibaret sayma göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi dışı sadece bir manzara.
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak sırları örtmek yaraşır.
Üzülme herkes ölür kimi toprağa gömülür kimi yüreğe.
Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun.
Bize gözün değil gönlün gördüğü yürek gerek.
Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki rengârenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Sen benim bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim azla yetinişim çoğa göz dikmeyişimsin.
Biliyorum sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı dünyada su da olmazdı ateş de.
Ayın geceye sabretmesi onu apaydın eder. Gülün dikene sabretmesi güle güzel bir koku verir. Aslanın sabredip pislik içinde beklemesi onu deve yavrusu ile doyurur.
Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama gül başka leş başka kokar.
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım.
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu evren yok değildir. Görememek ayıbı göstermemek kusuru uğursuz nefsin parmağına ait işte.
Dediler ki gözden ırak olan gönülden de ırak olur dedim ki gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Varlığın bana yetmiyorken yokluğunla avunmak zorundayım. Ya al götür kalanımı ya da gel tamamla eksik kalan yanımı.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?
Aşk davaya benzer cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
Yanmak var yanmak var. Odun yanınca kül olur insan yanınca kul olur!
Gönül han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz günahtır!
Ne kadar az yüksekten uçarsan düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Kibri bırak alçakgönüllü ol.
Aşk sandığın kadar değil yandığın kadardır.
İstiyorsan Hakk’a varmayı meslek edin gönül almayı bırak saraylarda mermer olmayı toprak ol bağrında güller yetişsin.
Aşk makamında susla başlıyor tüm iç yanışlar. Yak bütün kelimeleri. Bir kelime kalsın avucunda. Onu da sımsıkı sar rüzgârlar savurmasın. Susmak olsun aşkın bir diğer ismi. Bil ki ne kadar suskunsan aşkın o denli güzel kalacaktır.
Asıl yar yaradandır gerisi yaralayandır.
Bir insan bilmiyorsa ne istediğini hem seni ziyan eder hem kendini. Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi emin olmadığın sevgiye teslim etme kendini.
Yüreğimiz kıymet bilene emanet.
Elbet bizde biliriz lafı en inceden dokundurup içini acıtmasını lakin kıyılıyoruz ama kıyamıyoruz sevdiklerimize işte.
Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme çünkü işte orası gidişatın değişeceği yer ve zamandır.
Canım bedenimde oldukça kulum köleyim seçilmiş Muhammet’in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerimden bundan başka söz naklederse o kişiden de bezmişim ben o sözden de.
Mum olmak kolay değildir ışık saçmak için önce yanmak gerekir.

Diğer Güzel Sözler Yazıları