Ankilozan spondilit, kronik bir iltihabi eklem hastalığıdır. Sıklıkla bel omurlarını ve sakroiliak eklemleri etkiler. Bu hastalık genellikle genç erişkinlerde ortaya çıkar ve erkeklerde kadınlardan daha yaygındır. Ankilozan spondilit, eklemlerde ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Ayrıca omurga eğriliği, göğüs kafesi sertliği ve boyun hareketlerinde kısıtlamalar gibi belirtiler de görülebilir.
Ankilozan spondilitin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. HLAB27 adı verilen genetik bir faktör, ankilozan spondilit riskini artırır. Bununla birlikte, hastalık genellikle hareket sistemindeki bir enfeksiyon sonucu bağışıklık sistemi tepkisinden kaynaklanır.
Ankilozan spondilitin belirtileri genellikle yavaşça ortaya çıkar ve zamanla kötüleşir. En yaygın belirti, bel ağrısıdır. Sabahları veya uzun süre oturduktan sonra bel ağrısı artabilir. Bu ağrı, sırt veya kalçaya yayılabilir ve genellikle egzersizle hafifler. İlerleyen hastalıkta, omurga sertleşir ve hareket kısıtlılığı ortaya çıkar. Bazı vakalarda bel omurları birleşerek omurga eğriliği ve füzyon oluşturabilir. Hasta, dik duruşta zorlanabilir ve başı sağa sola çevirmekte güçlük çekebilir.
Tedavi seçenekleri, ankilozan spondilitin şiddetine, belirtilere ve hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak değişir. İlk basamak tedavi, nonsteroid antiinflamatuar ilaçları (NSAİİ) içerir. Bu tür ilaçlar ağrıyı ve iltihabı hafifletmeye yardımcı olabilir. Fizik tedavi ve düzenli egzersizler de ankilozan spondilitin tedavisine yardımcı olur. Egzersizler, omurgayı hareketli tutarak sertlik ve kısıtlılığı hafifletebilir. Ayrıca, kasları güçlendirerek duruşu düzeltir ve omurga üzerindeki yükü azaltır. İleri vakalarda, doktorlar bazen biyolojik ilaçlar veya immun modülatörler gibi daha güçlü ilaçlar reçete edebilir. Amacı, inflamasyonu azaltmak ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır.
Kişinin yaşam kalitesini artırmak için bazı yaşam tarzı değişiklikleri de önerilebilir. Isınma egzersizleri yapmak, düzenli aralıklarla kısa molalar vermek ve uygun bir yatakta uyumak gibi önlemler, bel ağrısını hafifletebilir. Hasta, dik oturmak ve yürüyüş gibi aktivitelere düzenli olarak katılarak duruşunu ve genel fiziksel sağlığını koruyabilir.
Sonuç olarak, ankilozan spondilit, genç erişkinlerde yaygın olarak görülen bir eklem hastalığıdır. Bu kronik hastalık, bel ağrısı, hareket kısıtlılığı ve omurga deformitelerine neden olabilir. Erken teşhis ve tedavi ile hastaların belirtileri hafifletilebilir ve yaşam kaliteleri artırılabilir. Uzmana danışarak uygun tedavi planı belirlemek önemlidir.
En yaygın belirti, sırt ağrısıdır. Bu ağrı genellikle kalçalardan başlar ve evrelere ayrılır. Sırt ağrısı genellikle sabahları veya uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra daha belirgin hale gelir. Hasta harekettirildikçe veya egzersiz yaptığı zaman genellikle rahatlar.
Omurgada sertlik de ankilozan spondilite işaret edebilen bir diğer belirtidir. Hastalar omurgalarının hareket ettirilmesi zorlaştığını veya sertleştiğini hissedebilirler. Özellikle sabahları bu sertlik daha belirgin olabilir ve saatlerce sürebilir.
Ankilozan spondilit tedavi edilmezse, omurlarda bazı değişiklikler meydana gelebilir. Köprücük kemiği ve göğüs kemiği arasında kambur bir şekle neden olabilir. Bu durum, hasta omurgasının öne doğru daha fazla eğildiğini hissedebilir. Bununla birlikte, tedavi edilirse, bu tür değişiklikler engellenebilir veya en azından yavaşlatılabilir.
Ankilozan spondilitin bir başka yaygın belirtisi, eklem bölgelerinde şişlik ve ağrıdır. Özellikle diz ve ayak bileği gibi büyük eklem bölgeleri tutulabilir. Hasta hareket ettikçe bu ağrı daha da şiddetlenebilir. Şişlik ve ağrı, hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Bunların dışında, ankilozan spondilitin bazı hastalarda ekstra eklem bulguları da ortaya çıkabilir. Örneğin, uveit adı verilen göz iltihabı, hasta hayatında bazı zorluklara neden olabilir. Ayrıca, kalp kapakları, akciğerler ve böbrekler dahil olmak üzere başka organları da etkileyebilir.
Tanı koymak için, bir hekim genellikle belirtileri dikkatlice inceleyecek ve fiziksel muayene yapacaktır. Özellikle genç yaşta başlayan sırt ağrısı, sabah sertlikleri veya omurgada kamburluk belirtileri varsa, şüpheli bir durumdur.
Ankilozan spondilitin tedavisi, semptomları hafifletmeyi ve hastalığın ilerlemesini önlemeyi amaçlar. İlaçlar, fizik tedavi ve egzersizler gibi çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu hastalığa yakalanan hastalar, düzenli takiplerini yapmalı ve doktorunun tavsiyelerine uymalıdırlar.
Ankilozan spondilit, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir hastalıktır. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalar, semptomları kontrol altına alabilir ve normal bir yaşam sürebilir. Bu nedenle, belirti ve şikayetlerle karşılaşıldığında bir uzmana başvurmak önemlidir.
Genetik faktörler, ankilozan spondilit gelişiminde önemli bir rol oynayan etkenler arasındadır. Bu hastalığa yatkınlığı artıran genlerin varlığı bilinmektedir. İnsan leukosit antijen (HLA)-B27 geni, ankilozan spondilitli kişilerde sıkça bulunan bir genetik özelliktir. Ancak, bu genin varlığına sahip olan her kişi ankilozan spondilit geliştirmez, bu da genetik yatkınlığın tek başına hastalığın ortaya çıkmasına neden olmadığını göstermektedir.
Bunun yanı sıra, çevresel etmenlerin de hastalığın oluşumunda etkili olduğu düşünülmektedir. Enfeksiyonlar, sigara kullanımı gibi faktörler, ankilozan spondilit riskini artırabilir. Özellikle gastrointestinal enfeksiyonlar ve üriner sistem enfeksiyonları, hastalığın başlamasında tetikleyici bir rol oynayabilir. Sigara kullanımı ise hastalık sürecini olumsuz yönde etkileyebilir ve semptomları şiddetlendirebilir.
Ankilozan spondilitli kişilerin bağışıklık sistemleri, kendi dokularına karşı saldırarak iltihaplanmaya neden olur. Bu durum, otoimmün bir reaksiyonun sonucudur. Neden bu reaksiyonun ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğu düşünülmektedir.
Ankilozan spondilitin nedenleriyle ilgili yapılan araştırmalar devam etmektedir ve hastalığın kökeni hala tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Ancak, genetik yatkınlık, çevresel etmenler ve otoimmün reaksiyonun hastalığın gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir.
Genetik Faktörler | Çevresel Faktörler | Otoimmün Reaksiyon |
HLA-B27 geni | Enfeksiyonlar | Kendi dokularına karşı saldırı |
Ankilozan spondilit, genellikle sırtın ve pelvisin (kalça kemikleri) çevresinde görülen ve sakroiliak eklemde iltihaplanma ile karakterize kronik bir romatolojik hastalıktır. Bu rahatsızlık, etkilenmiş bölgelerde eklem ve bağ dokusu inflamasyonuna, ağrıya ve zamanla kemiklerin birleşmesine neden olur. Ankilozan spondilitin kesin nedeni bilinmemektedir, ancak genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Genetik Yatkınlık: Ankilozan spondilitin ardında temel bir genetik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. HLA-B27 olarak adlandırılan bir gen, ankilozan spondilitli bireylerde yaygın olarak bulunurken, hastalığı olan olguların sadece% 90'ında bulunmaktadır. Bu nedenle, HLA-B27'nin varlığı hastalık için gereklidir, ancak yetersiz bir tek başına faktördür. Diğer genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir, ancak bu faktörlerin tam olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Çevresel Faktörler: Ankilozan spondilit riskini artıran bazı çevresel faktörler vardır. Özellikle bağırsak enfeksiyonları, genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalığın başlamasına neden olabilir. Yine de, bu enfeksiyonların sadece hastalığın başlangıcını tetikleyebileceği, doğrudan ankilozan spondilitin nedeni olmadığı belirtilmelidir. Çevresel faktörlerin tam etkisi hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
İmmünolojik Yanıt: Ankilozan spondilitin nedenlerinden biri, bağışıklık sisteminin anormal bir yanıtı olabilir. Normalde, bağışıklık sistemi vücuda saldıran mikroplara karşı koruma sağlar. Bununla birlikte, ankilozan spondilitli kişilerde bağışıklık sistemi, vücudun kendi dokularına karşı da saldırabilir. Bu, inflamasyona ve eklem hasarına yol açabilir.
Hormonal Faktörler: Hormonal faktörlerin ankilozan spondilitte bir rol oynayabileceği düşünülmektedir. Östrojen hormonunun kadınlarda, testosteron hormonunun ise erkeklerde hastalığa karşı koruyucu bir etkisi olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, hormonal değişikliklerin hastalığın aktivasyonunda önemli bir etkisi olabilir.
Beslenme: Ankilozan spondilitli bireylerde bazı besinlerin inflamasyonu artırabileceği ve semptomların şiddetini artırabileceği düşünülmektedir. Özellikle, yüksek miktarda doymuş yağ, şeker ve rafine karbonhidrat içeren diyetlerin hastalığın seyrini olumsuz etkileyebileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte, beslenmenin ankilozan spondilitin nedeni olup olmadığı konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Ankilozan spondilit neden olur sorusu hala tam olarak cevaplanmamıştır. Bununla birlikte, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, immunolojik yanıt, hormonal faktörler ve beslenme gibi faktörler hastalığın gelişimi ve şiddeti üzerinde etkili olabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Ancak, hastalığın kesin nedeni hala bilinmemektedir ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Ankilozan spondilit, kronik bir iltihabi eklem hastalığıdır ve en çok omurgayı etkiler. Hastalık, omurgadaki eklemlerin iltihaplanmasına neden olur ve zamanla omurganın hareketliliğini kısıtlamaktadır. Ankilozan spondilit, toplumda oldukça yaygın olan bir hastalıktır ve genellikle genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkar.
Ankilozan spondilitin belirtileri arasında sırt ağrısı, sertlik ve omurganın hareket kabiliyetinde azalmalar yer alır. Hastalık genellikle genç erişkinlik döneminde başlar ve zamanla ilerleyebilir. Bu nedenle, tanı koymak ve tedaviye başlamak için erken teşhis büyük önem taşır.
Ankilozan spondilit tanısı, fizik muayene, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılarak konulur. Fizik muayenede, hastanın hareket kabiliyeti, sırtta şişlikler ve hassasiyet incelenir. Laboratuvar testleri genellikle hastalığın şiddetini ve aktivite düzeyini değerlendirmek için yapılır. Görüntüleme yöntemleri ise hastanın omurgasının durumunu değerlendirmek için kullanılır.
Ankilozan spondilit tedavisinde amaç, hareket kabiliyetini artırmak, ağrıyı azaltmak ve eklem hasarını önlemektir. Tedavi genellikle ilaçlar, egzersizler ve fizik tedavi yöntemlerini içerir. İlaçlar, hastalığın aktivitesini kontrol etmek ve ağrıyı hafifletmek için kullanılır. Egzersizler ve fizik tedavi yöntemleri, omurganın hareketliliğini artırır, duruşu düzeltir ve ağrıyı azaltır.
Ankilozan spondilit tanısı konan bir kişinin yaşam kalitesini korumak için kendine özel bir bakım rutini uygulaması önemlidir. Bu rutin, düzenli olarak egzersiz yapmayı, doğru duruşu korumayı, düzenli kontrol ve takip randevularına gitmeyi içermelidir. Ek olarak, kişinin doktoruyla işbirliği yaparak ilaçlarını düzenli olarak kullanması da önemlidir.
Ankilozan spondilit, uzun süreli bir hastalık olup hayatı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hastalara ve onların yakın çevrelerine psikososyal destek sağlanması önemlidir. Kısıtlı hareketlilik, ağrı ve yorgunluk gibi belirtilerle başa çıkmak için hasta destek gruplarına katılmak ve terapi almak faydalı olabilir.
Sonuç olarak, ankilozan spondilit omurgadaki eklemlerin iltihaplanmasına neden olan kronik bir hastalıktır. Erken teşhis ve tedavi ile hastaların yaşam kalitesi artırılabilir ve hastalığın ilerlemesi önlenir. İlaçlar, egzersizler ve düzenli takip ile ankilozan spondilitle yaşayan bireyler, semptomları hafifletebilir ve normal bir yaşam sürdürebilirler.
Ankilozan spondilitin tedavisinde bitkisel yöntemler de kullanılabilmektedir. Bitkisel tedavi yöntemleri, hastaların semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, bitkisel tedavilerin doktor önerisiyle uygulanması ve ilaç tedavisi yerine geçmemesi önemlidir.
Zencefil | Sağlıklı beslenme |
Zencefil, antienflamatuar özellikleri ile bilinir ve eklem ağrılarını hafifletebilir. Günlük olarak zencefil tüketmek, ankilozan spondilit semptomlarınızı hafifletebilir. | Sağlıklı bir beslenme planı, vücudunuzun bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve iltihaplanmayı azaltabilir. Yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve protein kaynakları içeren dengeli bir beslenme planı izlemek, ankilozan spondilit için faydalı olabilir. |
Egzersiz
Ankilozan spondilitli hastaların düzenli olarak egzersiz yapması önemlidir. Egzersizler, eklemlerin esnekliğini artırarak sertleşmeyi azaltabilir ve ağrıyı hafifletebilir. Hastaların fizyoterapistleri veya doktorlarıyla işbirliği içinde uygun egzersiz planlarını belirlemeleri önemlidir.
Akupunktur
Akupunktur, ankilozan spondilit semptomlarını hafiflettiği düşünülen bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, vücudun farklı noktalarına ince iğnelerin yerleştirilmesini içerir. Akupunktur seansları, hastaların semptomlarını azaltabilir ve rahatlama sağlayabilir. Ancak, akupunkturun etkinliği tam olarak kanıtlanmamıştır, bu nedenle uzmanlar daha fazla araştırma yapılmasını önermektedir.
Stres yönetimi
Stres, ankilozan spondilit semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Stres yönetimi teknikleri, hastaların semptomlarını kontrol altına almasına yardımcı olabilir. Meditasyon, derin nefes alma egzersizleri, yoga veya terapi gibi yöntemler, stresi azaltabilir ve hastaların rahatlamasına yardımcı olabilir.
Ankilozan spondilitin bitkisel tedavi yöntemleri semptomları hafifletebilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, bu tedavi yöntemlerinin etkinliği ve güvenliği hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Hastaların bitkisel tedavileri doktorlarıyla görüşmeleri ve onların önerileri doğrultusunda takip etmeleri önemlidir. Ayrıca, bitkisel tedavilerin ilaç tedavisi yerine geçmediği unutulmamalıdır.
Ankilozan spondilit, sık sık bel ağrısı, sertleşmiş omurlar ve kısıtlı hareketliliğe sebep olan bir romatolojik hastalıktır. Bu hastalıkla mücadele etmek için doğru beslenme alışkanlıkları edinmek, semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir ve genel sağlık durumunu iyileştirebilir. Bu makalede, ankilozan spondilit hastaları için en iyisi olan beslenme önerileri ele alınacaktır.
Düşük İnflamasyonlu Bir Diyet İzleyin
Ankilozan spondilit hastaları, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olan bir diyet izlemelidirler. Anti-inflamatuar özelliklere sahip gıdalar tüketildiğinde, vücuttaki inflamasyon seviyeleri düşebilir. Omega-3 yağ asitleri, zencefil, yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler gibi gıdalar, anti-inflamatuar özelliklere sahip olan besinlerdir. Bu nedenle, ankilozan spondilit hastalarının bu gıdaları diyetlerine dahil etmeleri önemlidir.
Kalsiyum ve D Vitamini Alımına Özen Gösterin
Ankilozan spondilit hastaları, kemik sağlığını korumak için yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almalıdır. Süt ürünleri, badem sütü, yeşil sebzeler, balık ve yumurta gibi gıdalar, kalsiyum ve D vitamini açısından zengin kaynaklardır. Bu besinleri düzenli olarak tüketmek, kemik yoğunluğunu artırabilir ve osteoporoz riskini azaltabilir.
Protein ve Lif İçeriği Yüksek Yiyecekleri Tüketin
Protein, kas gücünü korumak ve iyileşmeyi desteklemek için önemlidir. Ankilozan spondilit hastaları, yeterli miktarda protein tüketmelidir. Balık, tavuk, hindi, yumurta, fasulye, mercimek ve nohut gibi protein içeriği yüksek yiyecekleri beslenmelerine eklemelidirler. Ayrıca, lifli gıdalar da sindirim sağlığını destekleyebilir ve kabızlık sorunlarını hafifletebilir. Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve kuruyemişler gibi lifli gıdaları tüketmek önemlidir.
Sağlıklı Yağlara Odaklanın
Doymuş yağların tüketimi inflamasyonu artırabilirken, doymamış yağlar anti-inflamatuar etkiler gösterebilir. Bu nedenle, ankilozan spondilit hastaları, doymuş yağ yerine sağlıklı yağları tercih etmelidir. Avokado, zeytinyağı, keten tohumu ve chia tohumu gibi sağlıklı yağlar, diyetlerine eklemeleri gereken besinlerdir.
Beslenme Uzmanından Destek Alın
Ankilozan spondilit hastalarının, beslenme konusunda uzman bir diyetisyenden destek alması önemlidir. Bu uzman, hastanın özel ihtiyaçlarını ve semptomlarını değerlendirerek bireysel bir beslenme planı oluşturabilir. Ayrıca, uygun takviyelerin kullanılması gerekip gerekmediği konusunda rehberlik sağlayabilir.
Ankilozan spondilit hastalarının doğru beslenme alışkanlıkları benimsemesi, semptomlarının yönetimine yardımcı olabilir ve genel sağlık durumlarını iyileştirebilir. Yukarıdaki beslenme önerileri, hastaların vücutlarının ihtiyaç duyduğu besinleri alabilmelerine yardımcı olurken, sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder.
Ankilozan spondilitin semptomları arasında kronik sırt ağrısı, sertleşme, hareket kısıtlılığı, eklem şişliği ve sabah sertliği bulunur. Bu semptomlar genellikle zamanla ilerler ve hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Ankilozan spondilitin tedavisinde bir dizi yöntem kullanılabilir. İlaç tedavisi, fizik tedavi ve egzersiz, ağrı yönetimi ve cerrahi müdahaleler gibi seçenekler bulunur. Ancak, aşağıda bahsedeceğimiz bazı doğal yöntemler ve yaşam tarzı değişiklikleri ankilozan spondilit semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.
1. Egzersiz: Egzersiz, ankilozan spondilit semptomlarının yönetilmesinde en etkili yöntemlerden biridir. Düzenli egzersizler, omurgadaki sertliği azaltabilir, eklem hastalığını yavaşlatabilir ve hareket aralığını artırabilir. Esneme, güçlendirme ve aerobik egzersizler, hastaların daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmelerine yardımcı olabilir.
2. Sıcak Uygulama: Sıcak uygulama, sertlik ve ağrıları hafifletmek için kullanılan bir diğer etkili bir yöntemdir. Sıcak duş, sıcak havlu veya ısıtıcı pedler gibi yöntemlerle iltihaplı bölgeye uygulama yapılabilir. Bu, kasları rahatlatarak ve kan akışını artırarak semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir.
3. Soğuk Uygulama: Aynı şekilde, soğuk uygulama da ağrı ve şişlikleri azaltmaya yardımcı olabilir. Bir buz paketi veya soğuk kompres, iltihaplı bölgeye uygulandığında rahatlama sağlayabilir. Soğuk uygulama, özellikle akut ağrı dönemlerinde etkili olabilir.
4. Diyet: Beslenme, ankilozan spondilit semptomlarının kontrolünde önemli bir rol oynayabilir. Anti-enflamatuar besinler tüketmek ve glütensiz diyet denemek bazı hastalarda semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Sağlıklı ve dengeli bir diyet, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücut fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olabilir.
5. Stres Yönetimi: Stres, ankilozan spondilit semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Stresi yönetmek için rahatlama teknikleri, meditasyon, yoga veya derin solunum gibi stres azaltıcı yöntemleri uygulayabilirsiniz. Bu yöntemler, vücutta gerginliği azaltabilir ve semptomların şiddetini azaltabilir.
İşte ankilozan spondilit semptomlarını hafifletmek için kullanılabilecek bazı doğal yöntemler ve yaşam tarzı değişiklikleri. Ancak, her hastanın durumu farklı olduğu için, bu yöntemlerin herkes için aynı şekilde etkili olmayabileceğini unutmayın. Her zaman bir uzmana danışmak ve profesyonel tıbbi tavsiye almak önemlidir.
Egzersiz | Omurgadaki sertliği azaltabilir, eklem hastalığını yavaşlatabilir ve hareket aralığını artırabilir. |
Sıcak Uygulama | Sertlik ve ağrıları hafifletmek için kullanılır. |
Soğuk Uygulama | Ağrı ve şişlikleri azaltmaya yardımcı olabilir. |
Diyet | Beslenme, semptomların kontrolünde önemli bir rol oynayabilir. |
Stres Yönetimi | Stresi yönetmek semptomların kötüleşmesini engelleyebilir. |
Başak Kadını Koç Burcu Erkeği Uyumu
23 Temmuz Hangi Burç?
Akrep Kadını Kova Burcu Erkeği Uyumu
Aslan Kadını Koç Burcu Erkeği Uyumu
27 Temmuz Hangi Burç?
Balık Kadını Yengeç Burcu Erkeği Uyumu
Koç Kadını Oğlak Burcu Erkeği Uyumu
13 Ekim Hangi Burç?
Akut Pankreatit Nedir
Koç Burcu Kadını Özellikleri
İkizler Kadını Yay Burcu Erkeği Uyumu
25 Mart Hangi Burç?
15 Mayıs Hangi Burç?
19 Ağustos Hangi Burç?
24 Ekim Hangi Burç?
İkizler Kadını Yengeç Burcu Erkeği Uyumu
27 Ağustos Hangi Burç?
5 Mayıs Hangi Burç?
Başak & Yengeç Burç Uyumu
Yengeç Kadını Yay Burcu Erkeği Uyumu
3 Ekim Hangi Burç?
9 Mayıs Hangi Burç?
15 Temmuz Hangi Burç?
Akrep Kadını Yengeç Burcu Erkeği Uyumu
Alt Islatma (Enürezis) Nedir
Yay Kadını Yengeç Burcu Erkeği Uyumu
Aslan Kadını Başak Burcu Erkeği Uyumu
7 Mart Hangi Burç?
3 Ağustos Hangi Burç?
8 Nisan Hangi Burç?