Attila İlhan Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Attila İlhan Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Attila İlhan Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Attila İlhan Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın.
Gel sevgilim gel, benim dünyama gel, çok zaman var içimde yerini hazırladım.
Gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım.
Bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam, ay ışığında deniz akordeon solosu, pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam.
Bekleme yapmayın! “Aşk”ını alan “acı”ya ilerlesin.
Saatler bizim değil kitaplar bizim değil bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim buna rağmen mutluluğa inanıyoruz.
Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazımda düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam, inan hep güzel gözlerinin hasretindendir.
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün.
Bana ait ne varsa seni korkutuyor sana ait ne varsa hiçbiri benim değil.
Gökyüzü şarkılar gibi temiz.
Bu yollara düşecek adam mıydı çiçek yaptırmalar parfüm filan bu sefer yakasını fena kaptırdı Sevtap başını yiyecek anlaşılan boş versene, daha ölmedik ulan.
Kestiremedik ne yaptığımızı kim olduğumuzu sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk köy köy bucak bucak memleket memleket.
Ne kadar yoksul ve çıplak görünürse görünsün ağaçlar, o kadar yakındır ilkbahar özsuyu yürümüş dallara uğultuyla bakarsak.
Aydınlık neyin oluyor senin, gökyüzü akraban filan mı, beni bulur bulmaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı?
Hava soğuk olmalı, ağaçlar bütün duman, eğer bulabilirsen ölü bir kar getir, beyazlığı kalın bir su gibi uzayan. Bu gece yalnızım onlar gelmeyecek batan bu köhne şilep de ne işleri var.
Bana bir şimşek çak çok yanlış anlaşılmaktayım, hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor içimdeki zemberek boşandı boşanacak, yaşamak mı gerek yoksa unutmak mı şaşırmaktayım.
Ben hiç böylesini görmemiştim, vurdun kanıma girdin kabulümsün.
Kolay diyorsun, gel bir de sen yaşa sensizliğimi.
Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün dağıtır gecelerim sarışınlığını uykularımı uyusan nasıl korkarsın, hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Oysa ben akşam olmuşum yapraklarım dökülüyor usul usul adım sonbahar.
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.
İkimiz iki sap buğday olsak sen benim olsan, ben senin olsam bir gece vakti aklına gelsem uykunu tutsam bırakmasam seni kucaklasam, kucaklasam.
Ben gidip başıma belâlar aramışım o kalıp Mevla’sını bulmuş.
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o bir yerin üşüse onun sıcaklığı öbürü en içten çağrını işitmiyor alıp tutmaksa o basıp gitmekse o bakışları kıyısız deniz uzaklığı.
İnsan olmanın bütün komplekslerini yenmiş, günü dipdiri yakalayan, hayatın anlamını çözmüş bir bilge insan; bir yol gösterici.
Hayat zamanda iz bırakmaz, bir boşluğa düşersin bir boşluktan. Birikip yeniden sıçramak için. Elde var hüzün.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim. Aysel git başımdan seni seviyorum.
Sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin, hiç görmediğim yıldızlar, gözlerine doğmuş bir büyüklük duygusu, dağlar gibi yüreğinde ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız?
Ben çocuklar gibi sevdim!
Acı bir tütün gibi yakıyor genzimi senden uzak olmak.
Ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak, hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak.
Sanat, toplumsal bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden aynı şey değildir.
Sana gelirken hep ellerim ceplerimde gelirdim, olur da sevdiğimin elleri üşümüştür, avuçlarımda ısıtsın diyerekten.
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam, aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları, başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün.
Bazıları şiir sevmez çünkü yaraları yoktur, yaraladıkları vardır.
İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı.
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin, ben sana mecburum bilemezsin, içimi seninle ısıtıyorum.
Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız onlar bizi okumazlar. Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir.
Döndüm arkamı sana, sen sırtımdan vurmayı seversin, yüzüm ağır gelmesin.
Beni koyup koyup gitme, n’olursun durduğun yerde dur, kendini martılarla bir tutma, senin kanatların yok düşersin yorulursun beni koyup koyup gitme, n’olursun.
Gök yarıldıkça şimşeklerden soğuk aynalarda kilitliyim tırnaklarımdaki elektrikten su gibi erir iliştiklerim kıvılcımlar uçar kirpiklerimden.
Sevmek insan yüreği kadardır, küçükse büyüğünü taşıyamazsın.
Memleket bir kurtlar sofrasına döndü mü, isyan haktır.
Mutluluk uzun sürmez mutlaka gündeliktir. Ölüme yenik düşen aslında korkuya yeniktir.
Batık bir gemiymiş aşk limanında, kader bu deyip de avutma beni. Ayrılık kapımızı çaldı sonunda senden son dileğim unutma beni.
Ben çocuklar gibi sevdim, devler gibi ıstırap çektim.
Aydınlık neyin oluyor senin.
Ben aşk nedir bilmem. Eski kafalıyım. Bir seni bilirim, bir de adın geçince sıkışan kalbimi.
Kırarlar diye sevmekten vazgeçilmez.
Yaşarken çektirdiler, şimdi doğumunu kutluyorlar.
Beni de kırdılar ben artık küsüm, yağmurları yağmıyor ağaçlarıma sularından içmiyorum susadım ama beni de kırdılar soğuk bir ölüm.

Diğer Güzel Sözler Yazıları